Zebur, Tevrat ve İncil konusunda Müslümanlar arasındaki genel inanış, mevcut metinlerin orjinalleri ile bir alakasının olmadığıdır. Orjinal metinler zaman içinde kaybolmuş, insanlar tarafından tahrip edilmiş ve birçoğu insanlar tarafından eklenmiştir. Bu nedenle bu kitaplar Müslüman'lar tarafından ciddiye alınmazlar ve genelde saçma olarak nitelendirilirler.
Müslümanlar'ın İncil (Yeni Ahit) ile ilgili genel görüşü Hz. İsa'nın İncil'i hayattayken yazmaya ya da yazdırmaya fırsat bulamadığıdır. Ölümünden sonra Hz. İsa'nın havarileri ondan görüp öğrendiklerini ve kendi görüşlerini yazmışlardır, bu nedenle de İncil'in ilahi bir tarafı yoktur. Tabii bu görüşler Müslümanlar'a ait görüşler olup Hıristiyanlar'ın görüşlerini yansıtmamaktadır.
İslam dünyasında Tevrat ile ilgili genel görüş ise Hz. Musa'ya indirilen Tevrat'ın Hz. Musa'dan sonra Yahudiler tarafından sahip çıkılamayıp, asıl nüshaların kaybolmasıdır. Hatta daha sonra Yahudi din adamları tarafından bir çok eklemenin yapıldığı görüşü de yaygındır. Bu görüşler genelde tarihi bulgulara dayandırılsa da Tevrat'ın değiştiğini ispatlayan tarihi bir kaynak yoktur. Yine Hz. Davud'a gelen Zebur'un akıbetinin de Tevrat'tan çok farklı olmadığı düşünülmektedir.
Evet İslam dünyasında diğer kutsal kitaplar Allah tarafından gönderilmiş olarak kabul edilirler ama günümüze gelen kopyaları orjinallerini yansıtmadıkları için İslam dünyası tarafından reddedilirler. Hatta Kuran'ın bu kitapların bozulmasından dolayı gönderildiği inancı oldukça yaygındır.
Ama bu Kuran ile çelişen bir görüştür. Çünkü Kuran bize Hz. Muhammed zamandaki Tevrat'ın aslının aynısı olduğunu ve Kuran kadar Allah'ın sözü olduğunu Kavas suresinde çok net bir şekilde belirtir.
Kasas 28:49
De ki: "Eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah katından, doğruya bu ikisinden (Tevrat ve Kur'an'dan) daha çok ulaştıran bir kitap getirin de, ben ona uyayım."
Kasas suresi 49. ayet o zamanki Tevrat'ın Hz. Musa'ya gelen Tevrat'ın aynısı olduğunu, yani Allah'ın sözü (kelamı) olduğunu çok net bir şekilde ifade eder. O zamana kadar bozulmadan gelen Tevrat'ın ondan sonra bozulduğunu korunamadığını düşünmek mantık dışı olur. Zaten günümüze ulaşmış bilinen en eski Tevrat'ın yaklaşık olarak 800'lü yıllarda yazılmış olduğu bilinmektedir.
Sonuç olarak Tevrat'ın değişmediği Kuran'da Kasas sursi 49. ayet ile apaçık belirtilmiştir. Fakat Kuran'da bu kadar açık belirtilmesine rağmen günümüzde Müslümanlar'ın büyük bir kısmı Tevrat'ın korunamadığını savunmaktadır. Bu da bize Müslümanların büyük çoğunluğunun kendilerine öğretilenlerin doğruluğunu sorgulamadan körü körüne kabul ettiğini göstermektedir.
Sonuç olarak Tevrat'ın değişmediği Kuran'da Kasas sursi 49. ayet ile apaçık belirtilmiştir. Fakat Kuran'da bu kadar açık belirtilmesine rağmen günümüzde Müslümanlar'ın büyük bir kısmı Tevrat'ın korunamadığını savunmaktadır. Bu da bize Müslümanların büyük çoğunluğunun kendilerine öğretilenlerin doğruluğunu sorgulamadan körü körüne kabul ettiğini göstermektedir.
İlgili Sorular:
- Tevrat değişmiş midir?
- Tevrat'ta bir değişiklik olmuş mudur?
- Tevrat ilk hali ile korunabilmiş midir?
- Kuran Tevrat'tan bahsediyor mu?
- Kuran Tevrat hakkında ne diyor?
- En eski Tevrat hangi yıla aittir?
- Tevrat Allah'ın kelamı mıdır?
Eyy müslüman o zaman söyle nerede bu ahit sandığı? Tevrat tahrif edilmiştir. Şimdi siz bunların size inanmalarını mı umuyorsunuz? Bunların içlerinden bir fırka vardır ki, Allah'ın kelamını dinliyorlar, sonra onu, akletmelerinin ardından, bilip durdukları halde tahrif ediyorlardı. (Bakara, 75)
YanıtlaSilİlk soru işaretli cümle kendi cümlemdir tırnak işareti ile ayırmayı unutmuşum.
YanıtlaSilTevratın ilk babında Allah ın 7 gün yorulduğu ve dinlenmeye çekildiğini söyler.Ayrıca Yakup un güreşte Allah ı yendiği yazar.Lut peygambeerin iki kızı ile ilişkisinden bahseder.İbrahim peygamberin hem karısı hem kız kardeşi olan Sara dan bahseder. Bunlar mı Allah kelamı.Sen bunu kasıtlı yapıyorsun aslında sen bir yahudisin.Belki daha fazlası siyonistsin.
YanıtlaSiladnan oktarın kitabını okudun galiba, yazık allahın gönderdiği peygamberi reddedip müslümanım diyen biri daha.
SilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSilEy müminler!)… Onlardan bir fırka vardır ki, Allah’ın kelamını işitirler sonra onu anlamalarının ardından bile bile onu tahrif eder (değiştirir)lerdi.” (Bakara, 75)
YanıtlaSilTevrat, Hz. Musa’ya (as) nispet olunan beş kitaptan birinin adıdır. Aslında Yahudiler, Tevrat’ın beş kitaptan üçüncüsünün adı olduğunu bilirler. Ancak, beş kitabın hepsine birden Tevrat ismini verirler. Bu beş kitap Tekvin, Huruç, Tevrat, Sayılar, Tesniye’dir.
Buhtunnasr, Kudüs’ü işgal edince Tevrat nüshalarını yaktırmıştı. Kurân’da zikrolunan ve Hz. Üzeyir olabileceği düşünülen Azra isimli biri, imha olayından 100 sene sonra Tevrat’ı ezberinden yazmıştır. Daha sonra Roma Kral’ı Artiokuz da Filistin’i işgal ederek, Tevrat nüshalarını tekrar yaktırmıştır. Bu ikinci imhadan sonra, Yahudilerin Tevrat’a nasıl sahip oldukları bilinmemektedir.
1546’da toplanan “Merano” Ruhani Meclisi tarafından, Tevrat’ın Tanrı kelamı olduğundan şüphe edilmesi yasaklanmıştır. Fakat 17. yüz yıldan itibaren, Tevrat hakkında başlayan tenkit ve inceleme, bu kanaati yavaş yavaş çürütmüştür. İncelemeler, Tevrat’ın Hz. Musa (as) zamanından çok sonraki devirlerin mahsulü olduğunu ve ayrı ayrı kalemlerden çıktığını meydana koymuştur. Gerek Sinagoglar tarafından muhafaza edilen en eski İbranice Tevratlar arasında ve gerek bunların başka lisanlara çevrilmiş olan nüshalarında birçok farklar, ihtilaflar ve zıtlıklar bulunduğu görülmüştür.
• Tesniye’de (Tevratın bir bölümü), Hz. Musa’nın (as) vefatının, nasıl defnedildiğinin ve vefatından sonra cereyan eden olayların anlatılışı yer alır. Oysa bir peygambere indirilen kitapta, bu bilgilerin bulunması gariptir.
Eğer; “Ey Musa, sen filan gün öleceksin” dense idi makul olabilirdi. Ancak, Tevrat’ta “Musa, filan gün öldü, falan gün defnedildi. Daha sonra şunlar oldu.” şeklinde haberler vardır.
• Yine bugünkü Tevrat’ın beş kitabında bazı atıflar yer alır. Fakat bu atıfları, havale edilen yerlerde bulmak mümkün değildir. Çünkü o kısımlar yoktur, kaybolmuştur.
• “O Yahudi olanlardan bir kısmı, (Tevrat’taki) kelimeleri yerlerinden değiştiriyorlar ve (peygambere karşı) dillerini eğip bükerek (alay etmek) ve dini kötülemek üzere: “işittik ve isyan ettik!” diyorlar…” (Nisa, 46)
Bu ayete göre Yahudiler Tevrat’ı üç şekilde tahrif etmişlerdir;
1. Tevrat’ta geçen ayetlerdeki kelimeleri, başka kelimelerle değiştiriyorlardı. Mesela;
Hz. Muhammed’in (asm) sıfatı olan “Reb’a” (orta boylu) kelimesini, “adem-i tavîl” (uzun olmayan) terimiyle değiştirmişlerdir. Diğer bir örnek ise; “recm” (taşlamak) kelimesini de kaldırıp yerine “had” (ceza) deyimini koymuşlardır.
2. Ayetlerdeki manaları, kendi fikirlerine göre yorumlayıp değiştirmişlerdir.
3. Ayetleri bizzat peygamberden duydukları ve inandıkları halde değiştirerek yaymışlardır.